fbpx

Diyabetik Retinopati Tedavisi

Diyabetik Retinopati, Şeker Hastalığına bağlı göz retina tabakasında (görmeyi sağlayan sinir tabakası) meydana gelen fonksiyon kaybının tıbbi ismidir. Bu görme kaybı ile kendini gösterir. Bu görme kaybı bir anda veya sıklıkla tedricen olur. Kan şekeri seviyelerini kontrol altında tutan diyabet hastalarında, bu kontrolleri yaptırmayan hastalara oranla çok daha az sayıda göz problemi yaşanmaktadır. Diyet ve egzersiz, bu hastaların genel sağlık durumlarında önemli rol oynar.

 

Diyabet hastaları, rutin göz kontrolleri yaptırarak gözlerinde oluşabilecek sorunları minimuma indirebilir. Birçok problem, erken teşhis ile çok daha kolay bir biçimde tedavi edilebilir.

 

Teşhis
Diyabet hastalarının rutin olarak göz muayenesinden geçmeleri gerekmektedir. Her diyabet tanısı bulunan kişinin mutlaka bir göz doktoruna görünmesi gerekmektedir. TİP 1 diyabet hastaları Tip 2’lere göre daha büyük bir risk altındadır. 20 yılı geçmiş Tip 1 diyabet hastalarının neredeyse tamamında diyabetik gözlemlenmektedir.

Göz muaresi sırasında göz dibi (retina tabakası) kontrol edilir. Bu işlem göz bebeği büyütüldükten sonra biyomikroskop ile fondu mercekleri ile gözlemlenerek basitçe yapılabilir. Doktor gerek görürse Renkli Fundus Fotoğrafı, İlaçlı Fundus Fotoğrafı (FFA) ve veya OCT gibi tetkiklere başvurabilir.
Yapılan tetkikler teşhis koymaya ve tedavinin takip ve idamesine yardımcı olmaktadır.

 

Hangi aralıklarla muayene olmalıyız?
Şeker hastalarının 6 aylık rutinler halinde gözleri genişletilerek göz muayeneleri yapılmalıdır. Diyabetik tanısı konduğu zaman daha sık göz muayeneleri gerekebilir. Gebelik esnasında retinopati hızlı ilerleme gösterebileceği için diyabetli gebelerin gebeliğin ilk üç ayı içinde bir göz muayenesinden geçmeleri şarttır. Gözlük muayenesi olacaksanız kan şekerinizin en az beş-on gün kontrol altında olması gerekir. Kan şekeri yüksekken verilen gözlükler kan şekeri normale döndüğünde uygun olmayabilir. Diyabetik olmasa bile kan şekerindeki hızlı değişiklikler her iki gözün görmesinde oynamalar meydana getirebilir.

 

Görme kaybı önemli ölçüde engellenebilir mi?
Şeker hastalığınız varsa bilmelisiniz ki günümüzde ileri tanı ve tedavi yöntemleriyle retinopati gelişen hastaların ancak az bir kısmında ciddi görme problemleri meydana gelmektedir. Görme kaybını önlemenin en iyi yolu diyabetik erken tespitidir. Kan şekerini düzenli kontrol ettirip düzenli göz muayenelerinden geçtiğiniz takdirde görme kaybı riskinizi önemli ölçüde azaltırsınız.

 

Tedavi
En iyi tedavi mümkün olduğu sürece diyabetik gelişimini önlemektir. Kan şekeri disiplinli bir şekilde kontrol altında tutulduğunda uzun süreli görme kaybı riski de önemli ölçüde azaltılmış olur. Hipertansiyon, Anemi (kansızlık) veya böbreklerle ilgili sorun varsa bunların da tedavisi gerekir.
Diyabetik tedavisi hastalığın aşamasına bağlı olarak, farklı şekillerde yapılabilir:
Argon Lazer tedavisi: İskemiye uğramış (kanlanamayan) retina bölgelerine uygulanır ve hastalığın ilerlemesini durdurur. Argon lazerle tedavi için hastanın uyutulması ya da iğne yapılmasına gerek yoktur. Sadece birkaç göz damlası uygulanabilir. Tedavi birkaç seansta yapılır ve her bir seans 10-15 dakika kadar sürer. Bu tedavi ile büyük ölçüde diyabetik kötüye gidiş engellenir. Görme alanı daralması veya hafif görme azalması dışında ciddi bir yan etkisi yoktur.

 

Intravitreal İlaç Uygulamaları: Göz içine çeşitli ilaçlar uygulanarak diyabetik makulopati ve diyabetik maküler ödem gibi durumlar tedavi edilebilir.
VRC (vitreoretinal cerrahi): Eğer hastalık proliferatif bir hal almış ve bazı aşamaları geçmiş ise bu mikro cerrahi metodu ile tedavi edilebilmektedir. Ameliyathane şartlarında Lokal anestezi ile (sadece göz ve çevresi uyuşturularak) veya Genel anestezi ile uygulanabilmektedir. Bu sayede, uygun koşullarda, görmenin yeniden kazandırılması veya görme kaybının daha kötüye doğru gitmesinin önlenmesi mümkün olabilmektedir.

Call Now ButtonHemen Arayın!
WhatsApp Chat
WhatsApp